Notlar: Yazgıcılık

    Maddeye mi ? Metafiziğe mi öncelik ? Ama mesele en başta insandır, başlatan ve sürdüren, Tanrı dahi sanki uzantısı onun zihninin. Yine de bazen kendi dininin kafiri olup düşünmeli, varsayımlarda kaybolmalı, yolu aramalı -tekrar aynı sokağa çıkma ümidiyle değil tabi samimice, inançsızca yapmalı.

    Bugün de o günlerden bir gün, mevzusu da irade. Ontolojisi atomik, kozmik bir kum fırtınasından ibaret kaotik bir evren ve tam ortasında insan. İnsan ama yalnızca karbon-bazlı bir yaşam formu olarak karar verici mekanizmaları beyninde toplanmış, ahlak ve hukuktan bahsederken kelimelerle temaşadan fazlasını yapmayan ve esasında yalnızca birden anlamsızca flüt çalan, maddeden ibaret bu insan. Davranışlarını bu noktada belirleyen yegane şey nörotransmitter maddelerin boşalıp toplanması, nöronların birinin yanıp diğerinin kapanması daha küçük ölçekte elektron ve atomların biraz atom altıların hareketi olmalıdır. Modern "Tanrı'yı öldüren" insan bilimin ve epistemolojik aletlerin ilerleyişi ile Tanrı'yı oluşturan bütün bu belirsizliklerin ortadan kaldırılacağını düşünen insan, hadi dediğini biraz yapalım ve Heisenberg'ü tatile çıkartalım. O vakit her bir zerrenin davranışı hesaplayabileceğimiz bir müstakbelde, her bir karar her bir davranış belirlenebilir ve insana düşen yalnızca onu zaman düzleminde sırasıyla yaşamak olacaktır. O vakit modern hayvan, sen bana hukuktan ve ahlaktan, suç ve cezadan, Romeo ve Juliet'ten bile bahsedemeyeceksin.

    Ben bu belirsizliğe ve "Tanrı'ya sebep olan" boşluğun, o boşluğu yaratan doğruya yakınsayan fakat asla kesişemeyecek bir fonksiyon olarak gördüğüm için insanoğlunu, kendi dinime geri dönüyorum. Her şeyi hesaplayan Allah beni nasıl mesul tutabilir yaptıklarımdan? Çünkü İslam'da niyet edilir, fiil kazanılır, fiil yaratılır lakin niyetin hayat bulduğu uzay fiziksel dünya değildir, o bizim de pek anlayamayacağımız ve bu hususlarda özgür olduğumuz "Ruh'ta" gerçekleşir. Ruh yani benim asıl benliğim, birinci oyuncu.

    Bu meseleyi çok uzun süre dert etmiştim ben. Şaşırtıcı şekilde Türk düşmanı Leibniz de bu hususta haklı çıkmıştı monadlarda. Asıl benliklerimiz başka bir gerçeklikte ve bu materyal dünyayı ortak bir "server" olarak paylaşıyoruz. E ruh varsa ne güzel, ahlak var, özgürlük var, ateş var, bana Tanrı'dan kalan miras var, a ş k var...

Monad'ın Müziği (AI Generated)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Notlar: Bir Zamanlar Sevdiklerim

Notlar: Soliptik Enaniyet

An