Notlar: Bir Zamanlar Sevdiklerim
Hey yaşlı adam. Öyle imreniyoruz ki, öyle imreniyoruz ki ta ilk adımlarını attığında doğru olduğuna inandığın fikirlerinin etrafında dört dönüp her yerde onlara mesnet olacak delilcikler aramana, o esnada kaskatı kesilmiş zihnine de. O kadar kendinden emin, o kadar tereddütsüz ki saatlerce dinleyebilirim iskemlenin üzerine çıkıp verdiğin vaazı. İronik Tragedyana şahit oluyoruz, seni sürekli haklı çıkaran mistik altıncı hissine olan hayranlığını, ve hiç aksilik yaşamadan sürüp giden mükemmelliğinde seni biraz daha dinliyoruz, idare edebilmek için ama asla safdilliliğini yüzüne vurmak için değil. Şüphesizliğin, dolaysızlığın, ahmaklığın adeta boğuyor beni, ilk seni ö l d ü r m e l i y i m .
Sevimli dostlarım. Artık yalnızca başımı önüme alıp düşünürken görüyorum sizleri, inceliksiz işlerde gereksiz oynaşlardasınız. Bir çoğunuz ölüm kokan mavi gömleklere hapsolurken bazınız koca bir makinanın dişli parçasına indirgedi kendisini. Gülerek veda etmek zorundaydık, işte sofraya oturduğumuzda aniden beliren tatlılığın muhtevasına vakıf olmak hali, vaadin yalnızca apansız dispepsin oluşunun farkındalığıydı beni hepinizsizliğe zorlayan, h a z ı m s ı z l ı k ve aniden beliren iğreti.
Ve benim fikirlerim. Bazılarınız ne kadar yüce, bazılarınız ne kadar derin. Kaç üstadı kana bulamak zorunda kaldım bir bilseniz, kaç uzun geceler ve kaç amansız kavgalar verdim, şizofrenik kavgalar sırf yanmak, sırf doğurabilmek için. Eminim ateş için bazılarınızın boğazını kesmem gerekecek ama yine eminim bazınız hakikat olup çıkacaksınız günün birinde. Ama hep iyinin ve kötünün ötesinde. Geceler kadar soğuk, sessizlik kadar kayıtsız, ahlağın ötesinde. Ah benim aynı dili konuşup farklı bir halk olduran kimsesizlerim, anlaşılmamanın yetimliğini taşıdığınızı biliyorum ama biliyorum ki sizi asıl korkutan anlaşılmak basitliği olduğunu da. Şimdi yükselin, yükselin, yükselin ve aleve verin ne kadar uyanmak için bahane arayan uykusuz varsa. F e n a düşünceler.


Yorumlar
Yorum Gönder