Notlar: Uyanış
İnsan hiç beklemediği bir zaman, zamana doğru fırlatılır. Edep vericilerin ve büyük yöneticilerin öngördüğü üzere muhafazakar kurumlarda tedrisatlardan geçer. Daha toparlayamadan, daha zamanı koklayamadan, nerede olduğunu anlayamadan mekan-zamanda anlamsız süreklilikte süzülür halde serbest düşüşünü gerçekleştirir. Lakin bir gün olur da -kişi de talih de varsa- mutlu tesadüfler yaşanır, belki bir müzik, bir şiir, bir hastalık hatta bir Zerdüşt yahut bir sapık eliyle dürtü yakalanır akabinde başlayan farkındalık gösterir günlerin birbirine şaşırtıcı bir şekilde benzemeye başladığını ve panikleyen insan ilk kez ölür.
Raylara bağlı halde insan, günleri noktasal zamana indirgemiş ve arasında neden-sonuç-amaç gibi bağlamlardan yoksun şekilde tüketirken, üzerine süratle gelen kara trenin seslerini duymaya başlar. Bu panikle beraber reenkarne olmuştur artık. Ölümün daha uzun ömürlü olmasına boyun eğme ile, insan artık ne zamanından önce ne de gecikmiş bir zamanda terk etmek istemiyordur mekan-zamanı, ödevi böylece kendisine teslim edilmiştir. Artık yaşamak vaktidir. Hiç var olmamış gibi yok olmaktan kaçınmakta, sebep ile sonuç arasındaki boşlukları aklını kullanarak doldurmak zorunluluğunu kavramakta ayrıca bedenine üflenen ruhta da bir miktar sonsuzluk arzusu miras kalmıştır Tanrısından, onu da tatmin edip belki biraz da şımarmak istemektedir zira ben de boş boş bakmayasınız diye gökyüzünü doldurmak için yazıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=VYCOg-yglNM


Yorumlar
Yorum Gönder