Notlar: İmkansız

      Göğsümüzü çatırdatan nişanelerle arz-ı endamdayız. Eşsizlik, ıssızlık vesaire. Paylaşmak için niye azdı hayat? Bilmez, bilinmezdik. Açan her güneş sırrımızdı ondan her abdestte özür diledik. Ötekine tahammül bencilce değil tabi ama başkasını da tanımaz, etmezdik. 

    Çok güzel sözler işittim daha geçen, öyle ki o haklıysa şimdiye kadar ki herkes yalan. İyi dinle güzel. Kırkbeşliler derler. Anlatma beyhude. İlgisizliği, acziyetimizi haykırdığı bir kaç arkadaşın tarafından daha önce tahkir edildik. Nasibimizi aldık. Elhamdülillah. Şimdi kalkıp saadete sarılmak gelecek mevsimleri öncekilerin sefaletine yas tutup ağlamadan mümkün değil. 

    Bu kırışıklıklar tecritten, sürgünden miras. Garez artık ab-ı hayat. Reva görmüşüm. Kim bilir nasıldır daha kendine adil olmayanın gaddarlığı. Uzak dur.



John Everett Millais – Ophelia (1851–52)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Notlar: Bir Zamanlar Sevdiklerim

Notlar: Soliptik Enaniyet

An