Neden İzdivaç Etmeli?

     Modern çağın bazı kurbanları çocuk sahibi olmamanın boşluğunu kedi besleyerek doldurabileceği konusunda kendi kendilerini telkin etme çabası içerisindeler.

    Varlıklı bir kimse olduğunuzu ve 50 yaşına geldiğinizi varsayalım. Eve geliyorsunuz, evrak çantanızı kenara koyuyorsunuz ve bu eylem evinizin köşelerinde yankılar yaratıyor. Eviniz sessiz ve soğuk. Dönüp geçmişe baktığınızda hayatınızı birkaç tonluk beton ve nispeten güçlü bir dizel motor için harcamış olmak sizi kuvvetle muhtemel tedricen yıpratacaktır. Hem sahip olduğunuz materyaller anlamını zamanla yitirecektir hem de sizden sonrasına size dair pek bir şey bırakamayacaksınız çocuk gibi. Çocuk biraz da insanda ebediyet hissi yaratır ve ilerleyen yaşlarda amaç haline gelir. Zaman ilerledikçe ailenin kişi için önemi tartışılmaz olarak artar. Dolayısıyla geç yaşlarda aile olmadan yaşamanın çok çorak bir hayat olduğunu söyleyebiliriz.

    Bir başka açıdan meseleye yaklaşacak olursak, karanlık çağda kabile yaşamı süren topluluklarda ciddi suçlara verilecek en ciddi cezalardan biri sürgün edilmekti. Sürgün edilmek yani bir kabilenin doğa ile mücadelesini tek başına göğüslemen olacak ki bu aşağı yukarı ölüme müsavidir. Daha uzun soluklu peyderpey bir ölüm diyebiliriz çünkü avcılık, barınma, su ve korunma ihtiyaçları münferit bir gayretin kafi gelmeyeceği bir mücadeledir. Bu durum yüz yıllar boyunca süregeldiği için evrimsel süreçte insan beyninde yer etmiştir. Modern insan yalnız kaldığı zamanlar ilkel beyni kişiyi "yalnızsın, ölüyorsun" gibisinden bir uyarıda bulunur. Bu durumun hormonal tezahürleri vardır. İstatistiki açıdan yalnız yaşamayan insanların nispeten daha uzun ömür sürdüklerini gösteren çalışmalar mevcuttur. Birlikte yaşayan insanların dopamin, oksitosin, vazopressin, hormonları yalnızlara göre daha yüksektir ve bu hormonların sağlığa müspet etkilerini gösteren çalışmalar mevcuttur. Vesselam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Notlar: Bir Zamanlar Sevdiklerim

Notlar: Soliptik Enaniyet

An