Karanlık

     Uykusuz bir gecenin verdiği elemin acı tadını damaktan atmak ne büyük ve meşakkatli gerektiren bir hadisedir Rabbin uykusuz kulları çok iyi bilirler. Işıkların sönmesini takiben yatağa uzanıp, o uzun bekleyiş esnasında kişinin kendi zihniyle verdiği mücadele ve beraberinde meydana getirdiği hercümercin tahribatıyla yorulan zihnin, göz kapaklarını şaha kaldırmaktaki  tahakkümünde başarı sağlamış olduğu bir günün gecesi yazıyorum bu satırları ve içimdekileri bir bir ispiyonluyorum kağıtlara. Haricide nerden geldiği meçhul seslere kulak kabartıyorum bu gece de lakin yine de huzura vuslat olamıyorum. Gözlerimi açmak zorunda bırakan zihnimi ve nefsimi tavana derunu büyük bakışlar atarak oyalamaya çalışıyorum ama nafile. Gözlerim odadaki eşyalara ilişiyor ve sanki onların da gözlerini benden kaçırdıklarını seziyorum. Ne duyuyorlar ne de görüyorlar. Tabii bir durum olsa da şaşıyorum bu hallerine. Asli olanın benim karanlığa hayranlığım ve usanmışlığım olduğu kanaatine varıyor, bunun bir neticesi olarak sebep-i şaşkınlığımın idrakine vardığım zannına kapılıyorum. Uykusuz bir gecede sizi kendine hem hayran bırakan hem de kendinden bezdiren karanlık tüm heybetini toplamış ve tahammül edilmez ağırlığıyla üstüme çökmüş gibi hissediyorum. Kudretli karanlık çevredekileri de kendi safına çekmiş ve bana her türlü zulmü reva görmekte. Pes ediyor, gözlerimi tekrar kapatıyorum ve gömülüyorum zifire. Adeta karanlığın içinde eriyor, kendimi karanlığa bırakıyorum ve susmak bilmeyen zihnimle tekrar amansız bir muharebeye girişiyorum. Allah muvaffak eylesin. İyi geceler.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Notlar: Bir Zamanlar Sevdiklerim

Notlar: Soliptik Enaniyet

An